15 Temmuz
2016 günü Türkiye’ye FETÖ/PDY Terör örgütü tarafından darbe girişiminde
bulunuldu. Devlet adamlarımızın basiretli duruşları, güvenlik kuvvetlerimizin kahramanlığı
ve aziz milletimizin ölüme meydan okuyan cesareti sayesinde darbe bertaraf
edilmiştir. 40 yıldır devletin en üst makamlarına kadar sızan hainleri bu
makamlara getiren bütün iktidarlar sorumludur. Bilerek veya bilmeyerek bu
örgüte destek olan herkes de sorumludur. Bu örgüt insanımızın dini duygularını
sömürerek kendi dünya imparatorluğunu kurmak için her yolu mubah saymıştır. Siyasette,
ekonomide, adalette, emniyette, eğitimde, sağlıkta yani içtimai hayatın bütün
hücrelerine kendi yandaşlarını haksız ve hukuksuz bir şekilde
yerleştirmişlerdir. Kirli emelleri için binlerce insanın emeğini çalmışlardır.
Bu yapıyla
mücadele edilirken özellikle kripto kişilerin devletin tüm alanlarından soyutlanması
hatta vatandaşlıktan çıkarılması dahil tüm önlemler alınmalıdır. Fakat kamu
kurumlarından yapılan ihraçların hakkaniyete uygun olmaması ve masum insanların
cezalandırılmaları toplum vicdanını yaralayacaktır. Onun için hukuk
çerçevesinde hareket edilmesi daha sonra çıkacak mağduriyetleri de
önleyecektir.
FETÖ/PDY Terör Örgütü sadece Türkiye’de değil tüm
dünyada örgütlenmiş ve bu örgütün hedefi de dünyayı yönetmektir. Öncelikle
Ortadoğu, Türk Cumhuriyetleri ve Afrika coğrafyalarını ele geçirerek tüm Türk
ve İslam alemini bataklığa sürükleyerek yok olmasını sağlamaktı. 2004’te“Türkiye’deki
Nurculuk Faaliyetleri ve Fetullah Gülen” ile ilgili karar MGK’ya girmesine rağmen
gerekli adımlar atılmamıştır. 2010 refarandumuyla yargıyı ele geçiren FETÖ/PDY
Terör Örgütü en üst kademelere sızarak devletin gizli bilgilerini ele geçirmişlerdir.
17/25 Aralık, Gezi Parkı Olayları ve MİT Tırlarının Durdurulması içerdeki çatışmayı su yüzüne çıkarmıştır.
2013
sonrasında ise özellikle emniyette gerçekleştirilen temizlik operasyonları
belki de Türkiye’nin kaderini değiştirmiştir. Eğer böyle bir temizlik
gerçekleştirilmeseydi 15 Temmuz darbe girişimi gerçekleşebilirdi ya da daha
büyük acı tablolarla karşılaşabilirdik. Bu darbenin diğer darbelerden farklı
olarak sadece hükümeti devirmek olmadığını Türk devletini ve Türk milletini yok
etme projesi olduğunu bütün milletimiz yaşayarak öğrendi. Kendi askeri
tarafından vurulmanın, kendi tankının altında ezilmenin, kendi uçağıyla
bombalanmanın derin acısını yaşadı bu millet. Bu millet geçit vermedi hainlere.
Ve bu hainleri kullanan ağababalarına(ABD/Batı ittifakı). Milletin üstünde
hiçbir gücün olmadığını bütün dünyaya haykırdı.
Darbe
gecesi milleti meydanlara davet eden Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip
Erdoğan’ın cesaretli ve iradeli duruşu, Sayın Başbakanımız Binali Yıldırım’ın
kararlı duruşu, MHP Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli’nin ülkesini ve
devletini her şeyin üstünde gören devletçi tavrı, CHP Genel Başkanı Sayın Kemal
Kılıçdaroğlu’nun darbeye karşı tutumu, 1. Ordu Komutanı Orgeneral Ümit Dündar’ın
Cumhurbaşkanının yanında olduğunu açıklaması, başkomutanın çağrısına uyarak meydanları,
hava alanlarını, kışlaları, meclisi, genelkurmayı,
külliyeyi, emniyet binalarını, TRT’yi, Türksatı, köprüleri dolduran, tankların
altına yatan, sadece Türk bayrağıyla vatanı müdafaa eden bu aziz millet Türk
tarihi açısından eşsiz bir yer edinmişlerdir. Devlet adamlarımızın Yeni Kapı’da
bir araya gelerek tüm dünyaya birlik mesajı vermeleri Türkiye’nin geleceği
açısından dönüm noktalarından biriydi. Yeni Kapı ruhu devam ederse Türkiye çok
kısa bir sürede düzlüğe çıkabilir. Aksi halde yeni problemler kapıda
beklemekte. Millet olarak isteğimiz Yeni Kapı ruhunun siyasette, ekonomide,
adalette ve sosyal yaşamda kendini göstermesi. Böylece farklılıklarımız değil
ortak değerlerimizi ön plana çıkarabiliriz. Vatan ve bayrak için birleşen ellerimizi
ortak hedefe kilitleyebiliriz. Bir olmak iri olmak, diri olmaktır. Evelallah
bir olursak aşamayacağımız engel yoktur.
Türkiye’nin
nereden ve nasıl gelirse gelsin her türlü tehditle baş edecek mekanizmalarının
olması gerekir. Olay olmadan önlem alınması, çağın gerektirdiği donanımlara
sahip olunması önem arzetmektedir. TBMM, Külliye, Emniyet, Özel Kuvvetler, Genel
Kurmay, Türksat, Havaalanları gibi kritik öneme sahip bina ve alanların savunma
sistemlerinin çok zayıf olduğuna şahit olduk. Öncelikle buraların havadan ve
karadan gelecek her türlü saldırıyı bertaraf edecek sistemlerin kurulması ve
saldırıya karşı son teknoloji ile donatılması gerekmektedir. Türkiye’nin bunu
yapacak gücü vardır. Yeter ki bu irade gösterilsin.
FETÖ/PDY
Terör Örgütü ile yapılan mücadele aynen diğer örgütlere de uygulanmalıdır. Özellikle
PKK, PYD, DAEŞ gibi örgüt elemanlarının devlet birimlerinden uzaklaştırılması, teröre
destek verenlerin cezalandırılması, terörün ekonomik kaynaklarının kurutulması,
sosyal desteğin kesilmesi için projeler geliştirilmesi aciliyet göstermektedir.
Şehitlerimizin kanlarının yerde kalmaması için güneydoğu ve doğu
bölgelerimizdeki vali, kaymakam, emniyet müdürü ve komutanların donanımlı ve
vatansever kişilerden seçilmesi gerekmektedir. Devletin terörü kökten çözmesi
için millet tam destek vermektedir.
Hülasa tek
devlet, tek bayrak, tek vatan, tek millet için devletimize ve milletimize sahip
çıkacağız. Terör örgütlerine ve ağababalarına en güzel ders bir olmak, beraber
olmaktan geçer. Yeni Kapı ruhunu tüm zamanlara yayarak devletimizin bekası ve
milletimizin geleceğini emniyet altına alabiliriz.