Gençlik
Gün ağarmaya başladığı zaman yüreğimdeki korkular bir bir kaybolmaya başlar. Gün gülen yüzünü gösterse de içimdeki sorular her zaman tazeliğini korur. Aydınlık dünyanın aydınlık geleceği nasıl inşa edilecek? Bu bir sorgulama mı yoksa bir kuruntu mu? Her şeyin bir amaç üzere hareket ettiği kainatta insan başlı başına incelenmesi gereken asli unsur olarak çıkıyor karşımıza. Var olmak ya da yok olmak kendi elinde. Her şeyi ya anlamlandıracak ya da anlamsızlaştıracak. Yaratılmışların en mükemmeli olan insan kendi tercihini yapacak. Ya hayatta mücadele edip başarıya ulaşacak ya da silik bir hayat yaşayıp yok olup gidecektir.
Biz kendi tercihlerimizin kurbanıyız. Hayatta attığımız her adım bir bumerang gibi bize geri dönecektir. Yaptığımız her şeyin bir karşılığı vardır ve karşılıksız hiçbir şey kalmayacaktır.
İnanmak, zincirleri kırmaktır. Çalışmak, hayatın pınarlarında yoğrulmaktır. Zafer, hedefe ulaşmaktır. Hayatta hedefler bittiği zaman insan da yok olur o noktada. Her zaman ulaşmayı arzuladığı bir hedef koymalı insan kendine.
Yaşam ekmektir bir insan için. Hamuru yoğuracak, şekillendirecek olan da insandır. İnsanın geleceği ise gençliktir. İşlenilmemiş genç dimağlar çorak tarlaya benzer. Su ister, gübre ister, güneş ister, ilgi ister, emek ister verimin olabilmesi için. İyi yetiştirilen gençler geleceğimizin sigortası olacaktır.
Gençlerimize kılavuz olmak, onlara iyi bir gelecek sağlamak bizim görevimizdir. Onların mutlu, huzurlu, müreffeh bir hayat içinde yaşamaları için azami gayret göstermemiz gerekiyor. Onları en iyi şekilde eğiterek yaşamın sırlarını öğretmeliyiz. Bunun için de onlara hiçbir zaman balık vermemeliyiz, balık tutmayı öğretmeliyiz.
Kendi ayakları üstünde durabilen, hür iradesini kullanan, sağlam karakterli, dürüst, inançlı, milli hassasiyetleri olan, geçmişini bilen ve geleceğe yön verecek bir gençlik. Ülkesi için canını seve seve verecek, vatan topraklarının her karışını namusu belleyecek ve vatan topraklarına göz dikenleri düşman bilecek bir gençlik. Gücünü kendi öz geçmişinde arayan ve geleceğini bu geçmiş üzerine inşa eden bir gençlik. Her şeyi araştıran, sorgulayan ve bir sonuca götüren bir gençlik. Ülkesinin iç ve dış odaklar tarafından nasıl talan edilmek istendiğini bilen bir gençlik. Fikir yapısı derya kadar derin bir gençlik. İnsanı her şeyin üstünde tutan bir gençlik. Olduğu gibi değil olması gerektiği gibi hareket eden bir gençlik. Fikir ve aksiyon safhasının her kademesinde yer alacak bir gençlik.
Üstad Necip Fazıl Kısakürek’in dediği gibi “Büyük bir tasavvuf adamının benzetişiyle, zifirî karanlıkta, ak sütün içindeki ak kılı fark edecek kadar gözü keskin; ve gerçek kahramanlık mâdeniyle sahtesini ayırt etmekte kuyumcu ustası bir gençlik...” yetiştirmektir tek gayemiz.
Kuşakkaya Gazetesinde Yayınlandığı Tarih: 4 Mayıs 2010 Salı
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder