27 Mayıs 2012 Pazar

İnsan ve Nehir

          İnsan bir nehre benzer;  doğar, büyür, ölür. Doğuşunda bir saflık vardır. Sadeliği ve berraklığı göz alıcıdır. O, doğduğunda gürül gürül akan bir pınardı. Pınar, bağrından koparak kendini dağların kollarına hoyratça bırakır. Dağlardan gelen ne varsa içine alır. Saklar onları kimse görmesin diye. Pınar, coşar bir çağlayan gibi hayata. Önüne engeller çıktığında ya o engeli aşıp geçecek ya da kendine başka bir yol bulacaktır. Ama hayatta iz bırakmak için  ne olursa olsun yoluna devam edecektir. 

          Zamanla nehir büyür. Geçtiği topraklar onu değiştirmiştir. Artık kıvrılmayı da öğrenmiştir geçtiği toprağın şeklini alarak. Bir gün başka bir nehirle buluşur. İlk başlarda karşı gelse de zamanla alışır bu karışıma. Hayat nehre pusu kurmuştur; bir deprem veya felaket anında istediği oyunu oynatır ona. Bu kriz anları nehrin hızını azaltmıştır. Taşıdığı parçaları sağa sola bırakmak ister;  söğüt bitsin, kuşlar yuva yapsın diye. 

          Nehir genişler ve ağır aksak adımlarla yürür. Sonra buhar olur; başka pınarların doğması için.  Kendinden olanın asi olmayacağını düşünür. Her nehir kendi çocuğunu doğurur ve bu çocuk her zaman kendine benzer.  Baştaki saflık , berraklık artık kalmamış ve rengi bulanıklaşmaya başlamıştır. Kıyısında biriktirdiği çamurlar çevresine hayat vermiştir. Çok önce bir kayadan kopararak getirdiği  kum tanesinin bir bitkiye güç verdiğini gururla izler. Geçtiği vadilerde bıraktığı derin izler bir dantel gibi işlemektedir hayatını. Onu besleyen kaynaklar artık çoğalmıştır. Ne kadar çok topladıysan o kadar çok verirsin. Ne kadar verdiysen o kadar sona yaklaşırsın. Topraklarında büyüyen kuşlar belki senin bu yolculuğunu uzak diyarlarda anlatır.

          Sonunda uçsuz bucaksız  bir dünya karşına çıkar. Sonsuz mavilikler seni selamlar. Sert ve acımasız bir yolculuktan sonra pamuk yumuşaklığında bir kucak seni içeri alıverir. Derin bir nefes aldıktan sonra gülümsersin sana kucak açan ele. Bunca zahmete,  bunca acıya rağmen hayatın yaşamaya değer olduğunu düşünür. Bu son düşünüşüdür nehrin. Artık nehir kendini deryanın kollarına bırakarak başka boyuta geçmiş ve gerçek mutluluğu orada bulmuştur.
           
          Kuşakkaya Gazetesinde Yayınlandığı Tarih: 21 Mayıs 2010 Cuma

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder