Sultan Sancar’ın Akıbeti
Türk tarihine baktığımız zaman en güçlü devirler güçlü yöneticiler iş başında olduğu zaman, en kötü dönemler ise zayıf karakterli yöneticiler iş başına geldiği zaman yaşanmıştır. Türklerde devlet-i ebed müddet ilkesi vardır. Türklerin her zaman dünya üzerinde bağımsız bir devletle var olması demektir. Devlet yıkılabilir ama millet bakidir. Millet kültür genleri etrafında birleşmiş ve bunu gelecek kuşaklara da aktarmıştır. Türk milleti bütün heybetiyle bir çınara benzer. Onu hiçbir güç yıkamaz. Türk milleti her zaman güçlüydü ve güçlü de kalacaktır. Sadece bazı dönemler kukla kişiler dış odaklar tarafından yönetime getirilir. Bu iradesiz piyonlar kendileri burada kökü dışarıda uşaklardır. Onların derdi millete hizmet değil onu getiren güce boyun eğmektir. Gücünü milletten almayan hiçbir güç ayakta duramaz. Yöneten erkin sağlam karakterli, özü kendi kültürüyle barışık, yanında barındırdığı kişilerin en az kendi kadar özüne sahip çıkan kişilerden oluşması gerekmektedir. Aksi halde sonuç her zaman hüsran olacaktır.
Sultan Sancar adlı bir Türk Kağanı’nın tarihte kayıtlı olan ölümsüz tespiti bugünlerimize dahi ışık tutacak kadar sağlam gerekçelerin özet ifadesidir. Sultan Sancar devr-i iktidarında girdiği bütün mücadele ve savaşlarda milleti mutlaka kazançlı çıkaran sonuçları alan bir kahramandır. Gün gelir, kendisinden zayıf gözüken bir kağanın ordusuna yenilir ve esir düşer. Yenildiği kağan onu çadırında ağırlarken aralarında şöyle bir konuşma geçer:
- “Sultanım, ben bu savaşa senin gücünden korka korka girdim, yenileceğim hesabıyla geriye çekilme planları dahi yapmıştım. Ancak şaşkına döndüğüm bu sonucu elde ettim ama aklım karıştı. Söyler misin bana? Ben senin karşında bu savaşı hangi nedenlerden ötürü kazandım?”
Sultan Sancar’ın cevabı çok keskin, hayret ve ürperti verici bir içeriktedir:
- ‘’Evet, güçlü bir devletim, zengin, müreffeh bir milletim ve emsalsiz bir kuvvetim var idi. Ancak iktidarımın bu son dönemlerinde küçük adamları büyük görevlere getirdim, onlar yüklendikleri işi becerip yapamadılar. Büyük adamlara da küçük işler verdim. Onlar da işlerini önemsemeyip yapmadılar. İşte o yüzden gücüm takatim kesildi ve bugünkü bu yenilgiye müstahak oldum! Eğer sen yıkılıp yok olmak istemiyorsan sakın bilgili, liyakatlı, erdemli, çalışkan ve faziletlileri bırakıp da; cahil, şarlatan, fesat, şahsi çıkar düşkünü ve ihanete meyilli olanları devlet ve millet işinde görevlendirme ”der.
Tarihten ders alan ve tarihe yön veren millet olmak istiyorsak yönetim erkini ehil insanlara teslim etmeliyiz. Yoksa biz de Sultan Sancar’ın akıbetiyle karşılaşırız…
Kuşakkaya Gazetesinde Yayınlandığı Tarih: 3 Mayıs 2010 Pazartesi
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder