27 Mayıs 2012 Pazar

Kontrol Kimde?

          “Gerçekten de, beyninizde özel sonuçlar üreten bir mekanizmayı bir kez öğrendiğinizde; neyi hissetmek istiyorsanız eninde sonunda o hissi sağlayabilirsiniz.”( Anthony Robbins )
İnsan ile ilgili detaylar bilim tarafından ortaya konuldukça insanın ne kadar mükemmel yaratıldığını düşünürsünüz. Mükemmel yaratılan insan neden kendisinde olan üstün becerileri kullanmaz ya da kullanamaz. Sorun insanın kendisindedir; kendisine ve hayata bakışındadır. Dünya algısı kişiyi nerede duracağını, konumlandıracağını belirlemede etkilidir.
Zihnimiz eylemlerimizin atasıdır. Yapılan bütün işler onunla başlar, onunla biter. Aldığımız kararlar kendi kaderimiz olacağından dolayı kararı alan beynimizi kontrol altında tutmamız geleceğimiz açısından önem arz etmektedir. Zihin kontrolü mümkün müdür? Kesinlikle mümkündür. Zihni veren bunu dizginleyecek bir fren sistemini de kurmuş olmalıdır. Çünkü kontrolsüz güç güç değildir. Güç ancak kontrol altında tutulduğu zaman güç olabilir. O gücü amaçsız, hedefsiz kullarsanız hiçbir şeye hizmet etmez. Aksine en büyük zararı da gücün sahibi görür.
Her insan farklı yaratıldığından zihin yapıları farklı olduğu gibi zihin kontrol araçları da farklıdır. İnsanları hedeflere ulaştıran zihinleridir. Özel sonuçlar almak istiyorlarsa zihin yapılarını ona göre ayarlamaları gerekmektedir. İnsanı insan yapan dış dünyası değil kişinin iç âlemidir. İç dünyasına yolculuğunda dizginler kişinin elindeyse hedefe ulaşması kolay olur. Eğer dizginler kendisinde değilse özel sonuçlar üretmesi imkânsızdır.
Kendini tanıyan insan başkalarını da tanımada zorluk çekmez. Öz eleştirisini yapıyorsa kişi nerede durması gerektiğini çok iyi bilir. Kendini yargılamayan insanların başkalarına verecek hiçbir şeyi olamaz. Kendini yargılamanın yolu da özünün farkına varmaktır. 
Yaşam sandalında bizi hedefe ulaştıran rotamız zihnimizdir. Yolculuk esnasında insanı aklının ve duygularının esiri olmaktan kurtaran da odur. Odur hayatımızın anlamını bize kavratan. İnsanların çoğu duygularıyla hareket ettikleri için çile ve ıstıraplardan kurtulamazlar. Bir kısmı da aklını kullanarak her şeyi yapabileceklerini sanırlar. Onlar zavallılardan başka bir şey değildir. Çünkü ruhsuz akıl ve ruhsuz duygu hiçbir işe yaramaz. Nasıl ki kelimeleri gelişi güzel sıralarsanız hiçbir anlam ifade etmezse duygu,akıl ve zihnin gelişi güzel sıralanması da bir anlam ifade etmez. Her şey zihinde başladığına göre en çok değeri zihnimize vereceğiz, sonra aklımızı kullanacağız, daha sonra duygularımıza kulak vereceğiz. Burada bu üç ögenin birbirine üstünlüğünden ziyade önceliğimizin ne olması gerektiği konusunda duruyoruz. Kavramları yerinde olmayan bir kişi kavram bunalımına gireceği için önce kavramların nerede durması gerektiği konusunda uzlaşılması sağlıklı bir kişiliğin ön koşuludur. Kavramları oturmuş bir kişinin fikirleri ve eylemleri de sağlam olacaktır. Dolayısıyla önce zihninizin kontrolünün kimde olduğu sorusunu kendinize sormakla işe başlamalısınız.


          Kuşakkaya Gazetesinde Yayınlandığı Tarih: 26 Temmuz 2010 Pazartesi

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder